ŞEYH ALİ SEMERKANDİ HAZRETLERİ

Niyet Hayır Akıbet Hayır

Hafız İbrahim OKUR

  

 HAFIZ  İBRAHİM  OKUR   

 Çevre halkı arasında “Akkaya’lı Kuru Hafız” namı ile bilinen Hafız İbrahim Okur, 1874 yılında Çamlıdere İlçesinin Akkaya Köyünde dünyaya geldi.

 Hafız İbrahim Okur, aynı köyde yaşayan “Sadıkoğulları” lakabı ile ünlü bir ailedendir.Akkaya Köyü, aşağı ve yukarı mahalleleri bulunan iki mahalleli bir köyidi. 10-12 haneden ibaret olan Aşağı Akkaya, Çamlıdere Bayındır Barajı’nın yapımı ile ortadan kalkmıştır. Hafız İbrahim Okur bu mahallede dünyaya gelmiştir.

 

Hafız İbrahim Okur’un anne tarafından ilme olan temayülü, dayılarının köylerini terk ederek ilim tahsili için İstanbul’a veya başka diyarlara gitmelerine neden olmuştur. Nitekim dayılarından Ankara’lı Hafız Halil Efendi olarak tanınanı İzmir Karşıyaka Reşadiye Mahallesi’nde; diğer ikisinin de Beypazarı ve Nallıhan’daikamet ettikleri sonraki yıllarda anlatılan rivayetlerden anlaşılmaktadır.Hafız İbrahim Efendi de dayılarının yolunu tutmuş; ilim tahsili için memleketiniterk edip, Beypazarı ve İstanbul’a uzanan tahsil hayatına yönelmiştir.Hafız İbrahim Okur, henüz çocuk denilecek bir yaşta üç kuruş para ile Beypazarı üzerinden İstanbul’a gitmiştir. O, İstanbul’a vardığında, orada muhtemelen kendisi gibi okumaya giden dayısı tarafından memleketine geri gönderilmiştir.Hafız İbrahim Efendi İstanbul’dan geri gönderilişi sonrasında, Kur’anokumayı ve ilk hatmini Beypazarı’nın Uruş Köyünde yapmıştır. Daha sonraki günlerde köyüne döndüğünde, ailesinin fakru zaruret içinde olması, Onun İstanbul arzusunun hep canlı kalmasına neden olmuştur. Bir mevlit merasimi sonrası,aynı köyden Godal’ın Hasan adındaki kişinin vermiş olduğu üç kuruş para, Onuyeniden İstanbul yoluna düşürmüş ve ikinci kez bu ilim ve irfan şehrine gitmesineneden olmuştur. Hayatında hep şükranla ve hayırla andığı kişiler arasında kendisine yol parası vererek İstanbul’a gitmesini sağlayan ve orada hafız olmasınaneden olan Godal’ın Hasan için her hafta Cuma günü Kur’an okuyarak ruhuna ithaf eder ve vefa borcunu ödemeye çalışırmış.

 Hafız İbrahim Efendi’nin İstanbul’daki öğrenim hayatı hakkında fazla bilgiyesahip değiliz. Onun çocuklarına sık sık tekrarladığı, Fatih’te okuduğu ve icazetaldığı hocanın Hafız Nuri Efendi olduğu ve 15-20 yıl kadar istanbul’da kaldığı,bir camide de imam-hatiplik yaptığı yönündeki bilgilerden ibarettir.   Onun İslam dünyasında “aşere- takrib” denilen okuma usulü üzere hafız olduğu, yaniKur’an’ı Kerim’i meşhur on okunuşu ile hıfz ettiği ve yaklaşık altı saatte ezberinden okuduğu anlatılır.

Hafız İbrahim Efendi, İstanbul’da eğitimini bitirdikten sonra köyüne dönmüştür.Köyüne döndükten sonra o dönemdeki adı ile Şeyhler (halk arasındakiadı Şıhlar) günümüzdeki adı ile Çamlıdere’de imamlık yapmış ve pek çok hafız yetiştirmiştir. Çamlıdere’nin önde gelen muteber kişilerinden olan Hacı Vasıf Efendi, Hafız İbrahim’in güzel Kur’an okuduğunu duyar ve imam olması içinköylerine yani Çamlıdere’ye davet eder. O dönemde Çamlıdere’de yani Şeyhler’dekavuklu kavuklu hocalar bulunmakta; dini konular hararetle tartışılmaktadır.Hacı Vasıf Efendi’nin davet mektubu üzerine Çamlıdere’ye giden Hafız İbrahim Efendi; oradaki hocaların yanında adeta çocuk gibi kalmaktadır. O, Çamlıdere’ye vardığında Kayabaşı Mahallesindeki Hacı İbrahim Ağa’nın konağına gider.Henüz Hacı Vasıf Efendi’yi tanımamaktadır. İkindiden evvel geldiği odada, abdestalıp “Vakı’a Suresi”ni okumaya başlar. O sırada odaya giren Hacı Vasıf Efendi, okunan Kur’an’ı dinler ve fatihadan sonra kendisine; “Ne var Hafız Efendi! Zenginlikte gözün mü var?” diye sorar. Hafız İbrahim Efendi de “Hocamgenciz, Allah’tan ilim de isteriz, mal da isteriz.” der. Hacı Vasıf Efendi,kim ve nereli olduğunu sorduğunda; Akkaya’lı olduğunu söyler ve tanışma faslından sonra birlikte ikindi namazı için camiye giderler. Büyük Cami’de akşamve yatsı namazını kılarlar. Tellal herkesi akşam İbrahim Ağa’nın konağına daveteder. Çünkü orada akşam imam tutulacaktır. Akşam Çamlıdereliler odaya toplanırlar.Hafız’a imamlık ücreti olarak ne istediği sorulur. O da verdiği cevapta;“Hocam ilmin kıymetini kim bilir? İlim sahibi bilir. Siz bilirsiniz. Burada bukadar alim var. Buyurun, siz taktir edin” der. Sonradan kendisinin anlattığına göre, yanında oturan kürklü kavuklu bir hoca, böğrüne dürterek fısıltı halinde bin lira istemesini söyler. Hafız İbrahim Efendi yine kendi ifadesi ile; “Kalbime danıştım,bu kadar sene İstanbul’da kaldım, bizim memleket taşlık bir memleket,bu parayı burada veremezler diye düşünüp, kalbimin sesini dinleyipkabul etmedim. Ve onlara siz ne verirseniz kabul ederim dedim, bunun üzerineHacı Vasıf Efendi dua ederek beni imam tuttu.” demiştir. Böylece Hafızİbrahim Efendi’nin Çamlıdere’deki imamlık dönemi başlamıştır.

Hafız İbrahim Efendi’nin Kızılcahamam ve Çamlıdere civarında görev yaptığı yerler arasında Şorba’nın merkezi olan Pazarköy de bulunmaktadır. O,orada hem Ali Ağa’nın yaptırdığı camide imamlık yapmış; hem de kaza merkeziiken açılan Rüştiye Mektebi’nde yani bugünkü karşılığı ile Ortaokul’da din eğitimivermiştir. Bunun ne kadar sürdüğü ve hangi tarihler arasında gerçekleştiği,anlatılan rivayetlerden öte geçmemektedir. Hafız İbrahim Efendi, Güdül’ün SorgunKöyünde de imamlık yapmıştır.

Kur’an’ı Kerim Eğitimine Desteği

  Hafız İbrahim Okur, Çamlıdere, Sorgun, Pazarköy ve benzeri yerlerdei mam-hatiplik yaptığı yıllarda Kur’an’ı Kerim eğitimine de büyük katkılarda bulunmuştur.İmamlık yaptığı köyden ve çevreden gelen çocukları hafız yapmıştır.Çamlıdere’de yetiştirdiği hafızlar arasında Kızılcahamam Yukarı Cami imamlığınıuzun süre devam ettiren “Tellioğlu Hafız” namı ile ünlü hafızı bilhassa belirtmekgerekir. Hafız İbrahim Okur, kendi köyünde kaldığı yıllarda da hem kendiçocuklarını, hem köyünün çocuklarını ve hem de çevre köylerden gelen çocukları,(evinin taban katındaki bir yerde) hafız yapmayı gizli gizli sürdürmüştür.

 

   Menemen Olayından Sonra Soruşturma Geçirmesi

 Hafız İbrahim Okur’un hayatı hakkında anlatılan önemli olaylardan biri deMenemen Olayı sonrasında sorgu için köyünden alınıp, götürülmesidir. Yaklaşıkon günlük bir sorgu dönemi geçirmiş ve daha sonra serbest bırakılmıştır. Anlatılanlaragöre bu sorgunun etkisini uzun süre üzerinden atamamıştır.

 

   Evliliği ve Çocukları

 

  Hafız İbrahim Okur, eğitim hayatını tamamlayarak köye döndükten kısa birsüre sonra çevre köylerden Yediören Köyü’nün mahallelerinden Eseler (Isalar)Mahallesinden ve Kadıoğulları ailesinden Fatma hanım ile evlenmiştir. Bu evliliktenHilmi, Cevdet, Kazım, Abdülhalim ve Nazım adlı oğulları ile Ayşe ve Hayriye isimli kızları dünyaya gelmiştir.

 

    Ölümü ve Defni

 Hafız İbrahim Okur, 1945 yılında Yüce Allah’ın geniş rahmetine kavuşmuş,köyünden ve çevre köylerden katılan cemaatin iştiraki ile kılınan cenaze namazından sonra köy mezarlığında defni yapılmıştır. Yüce Allah kabrini Kur’an’ınnuru ile aydınlatsın.Makamını cennet eylesin.


(Not: Hafız İbrahim Okur hakkındaki bilgiler, oğullarından Hacı Abdülhalim Okur, kızı Hayriye Çınar ile damadı Süleyman Çınar’ın, Doç .Dr. Hüseyin Çınar’a verdikleri mülakatla tesbit edilmiştir.) 


Yorumlar - Yorum Yaz
@

NİYET HAYIR AKIBET HAYIR


Hava Nasıl Olacak
Takvim
Üyelik Girişi