Mübarek üç aylar girer girmez gönüllerimize bütün ihtişamıyla "merhaba" diyen Regaib kandili,bize her daim iyilik ve güzelliklere rağbet etmeyi fısıldar...
Mübarek üç aylar girer girmez gönüllerimize bütün ihtişamıyla "merhaba" diyen Regaib kandili,bize her daim iyilik ve güzelliklere rağbet etmeyi fısıldar; hayatımızla alakalı yeni kararlar alma imkânı sunar. Mesela namazlarını bir türlü istediği düzene sokamamış biri için, üç aylık zaman dilimi kaçırılmayacak bir fırsattır. Üç ay boyunca namazlarını düzenli olarak kılmaya karar verip bu disiplinden taviz vermeyen biri, namazdan kopmama adına önemli bir adım atmış sayılır.
Sevgili Peygamber Efendimiz’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allah’ın bazı çok özel fiilî tecellilerine mazhar olduğu, nuranî lutf u ihsanlara, semavî mevhibelere eriştiği bir gecedir Reğâib kandili. Hicrî takvime göre, yedinci ay olan Receb-i şerifin ilk Cuma gecesine tevafuk etmektedir. Yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gece kandil gecesi olmaktadır. Receb’in ilk Cuma gecesi, beş derece katmerli bir mübarekiyete sahiptir.
Her kandil gibi bir arınma, aklanma, paklanma, yunup yıkanma fırsatı. İbadet, dua ve istiğfar zamanı. Ahirete yatırım vakti. Mü’minler için bir fuar, bir panayır, bir çarşı; her türlü sevap ticaretinin yapıldığı bir pazar yeri. Bir kalemin ifadesiyle: “Ölmüş ve çatlamış olan bir toprak için su ne ise, ölmüş ve çatlak kalbler için de bu gecenin ehemmiyeti odur.”
Receb ayının ilk Cuma gecesidir, yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gece. Bununla beraber: “Mübarek gecelerin hepsinin vakti mevzuunda şüphe var (dır. Yani vakti tam olarak tayinde bazen bir-iki günlük de olsa ihtilaf sözkonusudur.). Sadece Reğâib Gecesi bundan müstesnadır. Zira Reğâib, Receb Ayı’nın ilk perşembesidir (yani ilk Cuma gecesidir.).” İlk Cuma, Receb’in 1’ine rastlar ise, bu takdirde Reğâib Kandili Cemaziyelahir’in son günü perşembe akşamı (yatsı sonrası) olmuş gibi olur. Bu durum ise katiyen Reğâibin Receb ayı içerisinde olması gerektiği gerçeğini ıskalatmaz, o gerçeğe münafi değildir, şöyle ki: Receb’in 1’i Cuma olması durumunda, Perşembe günü yatsı namazını müteakib başlayan zaman dilimi de Cumaya ait olmaktadır, yani Receb ayına.
Malumdur ki tarihî İslam geleneğimizde bir gün üçe ayrılır; gece, gündüz ve akşam. Cuma gününün gecesi, Perşembe yatsı sonrası başlar, Cuma sabahına kadar sürer; sonra güneşle birlikte gündüzü başlar; güneşin batımı ile de akşamı başlayıp yatsıda son bulur; yatsı sonrası ise Cumartesinin gecesi başlar. Neticede her hal ü kârda Reğâib Receb ayının ilk Cuma gecesi olmaya ve kalmaya devam etmektedir; ortada –bizim bilebildiğimiz ve bulabildiğimiz- herhangi bir şüphe bulunmamaktadır.
Peygamberimiz’in mevlid-i şerif olan kutlu doğumuyla yeryüzü nasıl küfür ve cehaletin karanlıklarından kurtulup büyük bir mutluluğa boğulduysa, onun dünyayı teşriflerinin ilk basamağı sayılabilecek bu Reğâib gecesini de bütün kainat alkışlamış, coşkun bir sevinçle ayakta karşılamıştır. Üç ayların ilki olan Receb-i şerif girdiğinde “Allahım, hakkımızda Receb ve Şa’ban ayını mübarek kıl, bizleri Ramazan ayına ulaştır.”[26] diye dua eden Allah Rasûlü’nün bu hadis-i şeriflerinden istinbat edilen yoruma göre: Receb ayının, hassaten mânen çok bereketli olan bu Reğâib gecesinin bir özelliği de mübarek Ramazan ayının ilk habercisi olmasıdır. Reğâib gecesi böyle dua etmek bir sünnet-i nebeviyeyi, bir peygamber münacaatını taklit ve takip olacaktır.
Sonra secdeden kalkılarak ettahiyyatta oturulur. Ve yetmiş kere “Rabbiğfir ve erham ve tecavez ta’lemü” dedikten sonra tekrar secde edilir. Secdede yetmiş kere “ Subbuhun kuddusun Rabbuna ve Rabb-ul melaiketi verruhi” dedikten sonra, isteklerimizi alemlerin Rabbine arz edilir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |