Sahibi ne yaparsa yapsın Kur'an-ı Kerim'e basmayan kedi, görenleri şaşkına çevirdi. Fas'ta bir evde çekilen videoda, sahibinin uğraşlarına rağmen Kuran-ı Kerim'in üzerine basmayan kedinin görüntüleri yer alıyor. Devamı için tıklayın...
Fas'ta bir evde çekilen videoda, sahibinin uğraşlarına rağmen Kuran-ı Kerim'in üzerine basmayan kedinin görüntüleri yer alıyor. Sahibi halının üzerine konan Kuran-ı Kerim'in üzerinde elini dolaştırarak kediye yemek vermesine rağmen, kedi o bölgeden geçmiyor. Kedinin sahibi bu sefer yere başka bir kitap koyuyor. Elini tekrar kitabın üzerinde dolaştırarak kediye yiyecek verdiğinde kedinin kitabın üzerine bastığı görülüyor.
İslam'da özel bir hayvan: Kedi
İslamiyet'te kediler "temizlik" ile simgelenmiştir ve saygın bir yer edinmişlerdir. Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in bir kedi dostu olması Müslümanlar için bir övünç kaynağıdır. İşte kedilerin Müslümanlar'ın hayatındaki yerine dair bilgiler.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Müezza koymuş. Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Müezza. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Müezza'nın soyundan geldiği kabul edilir.
Müezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve Mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in ilgisi ile kurtulmuştu.
Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Peygamberimizin (sav)'in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Peygamber Efendimiz (sav), Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti" deyince, Resulullah (sav)"Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır. (Hadisi Nakleden Peygamberimizin (sav) eşi Hz. Aişe validemiz.)
Daha sonra da sahabeden Kâb kızı Kebşe (ra) isimli bir hanım şöyle anlatıyor:
Eshab-ı kiramdan kayınpederim Ebu Katade'nin (ra) abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içiverince Ebu Katâde(ra) biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı.
Benim kendisine hayretle baktığımı görünce,
"Niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah Efendimiz (sav), "Kedi pis değildir, etrafınızda (evinizde) serbest dolaşsın buyurdu. Kendisi de abdest almıştı, ben de sünnet eylemekteyim" dedi
(Nakleden: İmam Malik, Muvatta, Taharet [2.13]-Diğer Kaynaklar: Ebu Davud, Taharet, 1/38; Tirmizî, Taharet, 1/69; Nesaî, Taharet, 1/54; İbn Mace.Taharet, 1/32, Ayrıca bkz. Şeybanî, 90).
Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:
Bir gece Peygamber Efendimizi(sav) rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim.
Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim; namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Peygamber efendimizi gördüm. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir" buyurdu.
Abdurrahman bin Sahr (ra) adlı bir sahabe (Ebu Hureyre) sokakta kalmış kedileri götürür onları yedirir severmiş. Resûl-ü Ekrem Hz. Muhammed (sav)'in bundan haberi yokmuş.
Sahabelerden biri bir gün Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e söylemiş:"Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor!" demiş. Peygamberimiz (sav) o anda bir şey söylememiş.
Efendimiz Hz. Muhammed (sav) Ebu Hureyre'yi (ra) daha sonra sokakta görmüş, bu zât bir kedi yavrusu bulmuş. Hz. Muhammed (sav)'e sahabenin söylediğini kendisi de bildiği için Resûl-ü Ekrem Peygamberimiz bir şey söyler diye, kediyi hemen hırkasının içine saklamış.
Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu. Peygamberimiz (sav) yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zâta:
"Ebu Hureyre (ra) utanma, öğün. Sen kedi babasısın" demiş.
O günden sonra Abdurrahman bin Sahr'a (ra) artık Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in hitap ettiği gibi "Ebu Hureyre (Kedi babası)" olarak hitap edilir . (Buhari: 5, 811).
Bir gün bir sohbet esnasında Resûlullah efendimiz yanındakilere:"Hubbül hırratı minel iman" Türkçesi:"Kediyi sevmek imandandır" buyurmuş. "Niçin?" diye sormuşlar. "Ebu Hureyre bilir" demiş başka bir şey söylememiştir.
Ebu Hureyre kısa sürede İslam aleminin en önemli ve en güvenilir sahabelerinden birisi oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) kendisini çok seviyordu ve yanından ayırmıyordu. Hazret-i Ebu Hüreyre (ra), Peygamber efendimizin hep huzurunda ve yanında bulunduğu için, pek çok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Gece gündüz Peygamber Efendimizin(sav) yanından ayrılmaz, ondan duyduğu hadisleri öğrenmeye çalışırdı.Savaşta ve barışta Resulullah Efendimizin (sav) yanından ayrılmazdı. Hafızası çok kuvvetli olduğundan, çok hadis-i şerif ezberlemişti. Eshab-ı kiramdan ve tabiinden 800'den fazla kimsenin, kendisinden hadis öğrendiği, Buhari'de yazılıdır.
"Bilerek bana yalan isnat eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın" hadisinin ravisidir. Yani bu hadisin Hz. Muhammed (sav)'e ait olduğunu ilk söyleyen kişidir.
Bir gün namaz kılarken bir yılan Hz. Muhammed (sav)'e arkasından yaklaşmış ve Peygamberimizi (sav) sokmaya kalkışmış.
İşte tam o sıra oralardan geçen bir adam Hz. Muhammed (sav)'in zor anına yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. Ve bilindiği üzere yılanın amansız düşmanı olan kedi, yılanı boğmuş. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kedinin sırtını okşamış. O günden beridir de kediler sırt üstü yere düşmezlermiş.
Bediüzzaman Said-i Nursi gibi bazı alimler kedilerin çıkardığı mırmırların "Ya (Er) Rahim, Ya (Er) Rahim" şeklinde bir dua olduğunu, kedilerin bu şekilde şükredip, zikrettiklerini söylemektedirler.
Dünyaya gelen canlı mitolojisinde Hz. Adem ile başlayan insan sürecinden sonra yaratılan ilk canlılar yılan ve kedidir. Ve ilginçtir ki, hemen her dinde, yılan kötülüğü kedi iyiliği temsil etmiştir. Bugün dahi yılanın en korktuğu canlı kedidir. Öyle ki, kedinin kokusunu aldığı yere yılan giremez.
Mevlana'nın velilerinden biri olan Pir Esad Sultan ya da yaygın lakabıyla "Pisili Sultan" da Kedi Babası lakaplı Ebu Hureyre (ra) gibi kedileri çok severdi. Öyle ki kedisi ölümünden sonra sandukasının hemen sol tarafına ayakucuna gömülmüştü.
Kim bilir Pisili Sultan'ın ayakucunda yatan bu kedicik, Mevlana'nın Mesnevi'sini süsleyen o muhteşem şiirleri sultanının eteğinde doğrudan Mevlana'dan dinlemişti.
Hadis-i Şerifler:
"Bir kadın, bir kediyi kapalı bir yere hapsetti. Kediye yiyecek, içecek vermedi. Dışarıda bir şey bulup yemesi için serbest de bırakmadı. Kedi öldü ve kadın da bu yüzden Cehenneme müstahak oldu." (Hadisi nakleden: Buhari [3.553]; Müslim).
"Yeryüzündeki mahlûklara acımayana, göktekiler acımaz." (Hadisi nakleden: Taberani)
"Merhameti olmayana merhamet edilmez." (Hadisi nakleden: Buhari)
"Eshab-ı kiram dediler ki: Ya Resulallah, hayvanlara iyilikte de, sevap var mıdır? Peygamber efendimiz, "Her canlı hayvana yapılan iyilikte sevap vardır" buyurdu." (Hadisi nakleden: Buhari)
Bir gün Ahmed Rıfâi hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir süre onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca Hz. Muhammed (sav)'in yaptığı gibi kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti. Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parçayı paltosuna dikti.
Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:
Bir gün giderken başımın üzerinde bir kuş uçmaya başladı. Dalgınlıkla kuşu yakaladım. O elimde iken, başka bir kuş daha uçuyordu. Elimdeki kuşun annesi sanarak kuşu elimden bıraktığım anda, kuş öldü. Buna çok üzüldüm. O günden sonra bende bir sıkıntı başladı ve bir sene geçmedi. Bir gece Peygamber efendimizi rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim. O zaman; "Bunun sebebi, o kuşun, senden şikâyetçi olmasıdır" buyurdu.
Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu yere vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim. Namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Peygamber efendimizi gördüm. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir" buyurdu.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |